DİĞER
“Piketty bu kitabında eşitsizliğin değil, eşitliğin tarihini anlatmak istediğini, çünkü nihayetinde çağdaş toplumların kapitalizme rağmen eşitlik yönünde evrildiğine inandığını söylüyor. Kuşkusuz, büyük çatışmalara, mücadelelere sahne olan, zikzaklar çizen bir evrim süreci bu. Şüphesiz, belirli bir iyimserliği öngörmesine rağmen, hiç kimseyi rahat ettirecek, hele rehavete sokacak bir tablo söz konusu değil.”
"The erotic, particularly concerning women in the Arab world and for women of Arab heritage, has become a very tricky terrain to navigate, there is the spectre of Orientalist voyeurism and salacious pornographization, and the more recent Islamophobic permutations of the same idea, which transforms women from being hyper-sexual to being non-sexual."
"Dünya edebiyatı üzerine düşünürken 'edebi değer', 'edebi zevk' ve genel anlamda 'değer yargısının' değişken olduğunun ve objektif bir yönü olmadığının da farkında olmak gerekir. Bu yönüyle edebiyat eleştirisinin de kendi oluşturduğu bir ideolojisi olabiliyor. Örneğin Thomas Mann en azından Amerika’da, 1950 ve 1960’larda Kafka’dan daha seçkin bir yazar olarak değer görürken, şimdi hem popüler kültürde hem de akademide daha az görünen ve incelenen bir yazar."
"The crimes committed by our ancestors are not considered relevant to the British official narrative, and non-white history has long been suppressed. Our collective refusal to deny the violence of the past brings discrimination, 'victim-blaming' and an exhausting and protracted struggle over how our shared history is told."
"Olayların başlangıcında, yorum yapmak, daha doğrusu kutlama yapmak için fazlasıyla aceleci davranılmıştı. İlginç olan, bir yandan ana akım Batı medyasının, diğer taraftan İslamcı, sol, muhalif, demokrat farklı entelektüel çevrelerin, Arap Baharı’nı selamlamak konusundaki aceleciliği paylaşmış olmasıdır."
"Üç farklı kentte (Stockholm, Berlin ve İstanbul) geçen bu hikâyenin ana kahramanlarını şöylece sıralamak mümkün: Filmin yapımcısı David Schratter, yönetmen Maurice Stiller, senaryo yazarı Ragnar Hyltén-Cavallius, oyuncular Greta Garbo ve Einar Hanson, görüntü yönetmeni Julius Jaenzon ile ekibe İstanbul’daki süreçte yardımcı olan Muhsin Ertuğrul."
"Sutherland’in edebiyat tarihini benzerlerinden farklı kılan, akademik dilin makinemsi soğukluğunu barındırmaması, bilakis dilinin son derece samimi ve canlı olmasıdır. Buna “‘ben dili’nin dayanılmaz hafifliği” de diyebiliriz. Riskli, olumsuz eleştirilere gebe, fakat aynı zamanda cesur ve iddialı…"
If the first sparks of contemporary Kurdish literature were lit in exile, it was to catch fire in its own land. But those initial flames of exile, the foundation of our contemporary literature, are unfortunately being extinguished
Does the text command us not through its literary force but through the power of real suffering?
Bir süredir taciz iddiaları karşısındaki tavrı nedeniyle eleştirilerin hedefi olan İsveç Akademisi, bu yıl Nobel Edebiyat Ödülü verilmeyeceğini açıkladı. Ödül, gelecek yıl sahibini bulacak
News that the 2017 Nobel Prize in Literature would be bestowed upon Kazuo Ishiguro initially came as a surprise, but on second thought it became apparent that this was an attempt at regaining our belief in literature
Stefan Jonsson: Bugün çoğunlukla güçlü faşist yönelimleri olan sağ kanat popülizmi görüyoruz. Umuyorum ve öyle düşünüyorum ki bu sağ kanat popülizm sonuçta kendini yok etmeye başlayacak...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.